top of page

Mustang: Baskıya Karşı Direniş

  • Yazarın fotoğrafı: Mervenur Özyurt
    Mervenur Özyurt
  • 21 Mar
  • 3 dakikada okunur

Mustang (2015) izleyiciyi derinden sarsan, kız çocukları üzerindeki baskıyı, toplumsal cinsiyet rollerini ve namus algısını cesur bir şekilde ele alan etkileyici bir film. Hikâye, Karadeniz’in küçük bir köyünde, hayatı birlikte keşfetmeye çalışan beş kız kardeş—Lale, Ece, Nur, Sonay ve Selma—etrafında şekillenir. Anne ve babalarını uzun zaman önce kaybetmiş daha sonra babaanneleri ve amcalarıyla yaşamaya başlayan kızlar, bir gün okul çıkışı sahilde oynadıkları masum bir oyun yüzünden, köy halkının ahlaki yargılarına hedef olurlar. Komşular tarafından "edepsiz" ilan edilmeleriyle birlikte, özgürlükleri bir anda ellerinden alınır; evleri demir parmaklıklarla çevrilen bir hapishaneye dönüşür ve onları zorla muhafazakâr kalıplara sokma çabaları başlar.


İncelemek için bu filmi seçmemin nedeni, kadınların özgürlük mücadelesine ve toplumun dayattığı kalıplara karşı verdikleri savaşa dair güçlü bir anlatı sunmasıdır. Mustang, kadınların hayatlarını kısıtlayan ataerkil normları, aile içi baskıyı ve toplumsal yargıları gözler önüne sererken, aynı zamanda dayanışma, direnç ve özgürlük arayışını da etkileyici bir şekilde işler. (Buradan sonrası, doğrudan olmasa da hikâye hakkında spoiler içerebilir.)


Youtube Fragman
Youtube Fragman

Kolektif Kontrol Mekanizması


Hikâyenin mahallede yayılan dedikodularla başlaması, toplumsal denetimin ne kadar güçlü bir mekanizma olduğunu gösterir. Kırsal bölgelerde, özellikle kadınların hayatı bu baskıcı yapı tarafından şekillendirilir. Aile, toplumun baskısından kaçınmak için kız kardeşleri eve kapatır; demir parmaklıklarla çevrilen ev, bir yuva olmaktan çıkıp adeta bir hapishaneye dönüşür. “Ahlakı bozabilecek” her şey ortadan kaldırılır. Telefonlar, bilgisayarlar, hatta kıyafetler bile... Kızlar erken yaşta evlendirilmek istenir ve gelenek adı altında itaatkâr bireyler olmaya zorlanır. Babaannenin, onlara ev işleri öğretmek için mahalledeki kadınlardan yardım istemesi ise, kadınlara atanan cinsiyet rollerinin nasıl sistemli bir şekilde pekiştirildiğinin çarpıcı bir örneğidir. Eğitim, bir özgürleşme aracı olmaktan çıkar ve evlilik baskısı kızların okula gitmesini engeller. Aile ve komşular bunu gelenek olarak görse de aslında bu baskının “gelenekler” adı altında normalleştirildiğini açıkça görebiliriz.


Baskı Altında Kimlik Arayışı


Ergenlik dönemi, bireyin kimliğini bulma ve kendini keşfetme sürecidir; ancak baskıcı toplum ve aile yapısı, bu doğal süreci kısıtlayarak genç bireylerin özgürlüklerini ellerinden alabilir. Mustang’de aniden ve sert bir şekilde maruz kalınan kısıtlamalar, kız kardeşlerin üzerlerinde derin bir psikolojik travma yaratır. Ancak her bir kardeşin değişimlere verdiği tepkilerin farklılaştığını görebiliriz. Bazı kardeşler pasif, donuk reaksiyonlar verirken bazıları mücadele etmeyi seçer. Özellikle en küçük kardeş Lale’nin direnişi ise cesaretin ve özgürlük arayışının en güçlü ifadesi haline gelir. Aslında hepsi birbirinden farklı karakterlere sahip olmasına rağmen, toplum tarafından hepsine aynı “kadınlık” rolü biçilir. Kendi kimliklerini keşfetme hakları ellerinden alınırken, itaatkâr ve geleneksel bir kalıba girmeye zorlanırlar. Bu da bireyselliğin nasıl toplumsal normlar içinde eritildiğini ve tek tipleştirildiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.

 

 Mustang Metaforu


Filmin adı olan Mustang, kontrol altın alınmaya çalışılan ama doğası gereği özgür ruhlu olan yabani at türüne gönderme yapar. Bu metafor beş kız kardeşin özgürlük arayışına yansır. Tıpkı Mustang atları gibi filmdeki kız kardeşler de doğaları gereği özgür ruhlu, sınır tanımayan bireylerdir. Fakat içinde bulundukları toplumsal yapılar tarafından özgürlüklerine el konulur ve kontrol altına alınmaya çalışılırlar. Kız kardeşleri kısıtlamak için atılan her adım vahşi atların dizginlenmesine benzer.  Ancak Mustang atları gibi kız kardeşler de tam anlamıyla ehlîleştirilemezler, mücadele ve özgürlük arayışına girerler. Mustang ismi filmin ana teması olan baskıya rağmen özgürleşme ihtiyacını başarılı bir şekilde temsil eder.


Youtube Fragman
Youtube Fragman

Yönetmen Deniz Gamze Ergüven, Türkiye’de kadınların karşılaştığı birçok sorunu ele alırken, aile içi istismar ve bakirelik gibi konuları da cesurca aktarıyor. Film, kırsal kesimlerde yaşayan kadınların deneyimlediği baskıları ve özgürlüklerinin sistematik kısıtlanmasını yansıtarak ataerkil toplum yapısına eleştirel yaklaşmıştır. Özellikle erken yaşta evlilik yoluyla kız çocuklarının eğitim hakkının ellerinden alınmasına dikkat çekmektedir. Ne yazık ki, bu konu hâlâ Türkiye’nin birçok bölgesinde yaygın bir gerçeklik. Toplumsal baskılar, namus algısı ve geleneksel cinsiyet rolleri, kadınların özgürlüğünü kısıtlayan en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor. Mustang, her ne kadar kadınların baskılanmasına odaklansa da aynı zamanda kadınların mücadele edebileceğini ve özgürlükleri için savaşabileceklerini de aktarıyor.


Sanat, toplumsal sorunları aktarmada güçlü bir farkındalık aracıdır. Mustang gibi filmler de bu sorunları görünür kılarak tartışmaya açmak ve değişim sürecine katkıda bulunmak açısından büyük bir önem taşır. Gerçek bir dönüşüm için öncelikle bu sorunları görmek, üzerine düşünmek ve çözüm yolları üretmek gereklidir.

 

 
 
bottom of page